ilaç sözlük - sağlık ve ilaç rehberi
zinco kapsülü, çinko eksikliğini gidermek ve önlemek amacıyla kullanılan bir sağlık destek ürünüdür. kullanımı son derece pratiktir ve hafif yan etkilere sahiptir. karın ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı gibi yaygın yan etkiler, tedavi sona erdiğinde kendiliğinden kaybolur. çinko, vücuttaki büyüme, doku gelişimi ve bağışıklık sistemi için kritik bir mineraldir. çinko eksikliği, halsizlik, sık hastalanma, saç dökülmesi gibi bir dizi sağlık sorununa neden olabilir.

bu kullanışlı kapsül, çinko takviyesi ile vücudunuzun ihtiyaç duyduğu bu önemli minerali karşılamak için etkili bir yol sunar. ancak, her sağlık ürününde olduğu gibi, zinco kapsülünü kullanmadan önce ve kullanırken bir uzmana danışmak önemlidir. doktor kontrolünde kullanılması, kişiye özel ihtiyaçlara göre dozajın belirlenmesi açısından kritiktir.

zinco, farklı formlarda sunulur, bu da kullanıcıların tercihlerine ve ihtiyaçlarına uygun bir seçenek bulmalarını sağlar. kapsül, tablet ve şurup formundaki çeşitleri, kullanıcıların zinco takviyesini kişisel tercihlerine göre adapte etmelerine olanak tanır.

sağlığınızı ön planda tutmak ve çinko eksikliği konusunda etkili bir çözüm bulmak istiyorsanız, zinco kapsülünü kullanmadan önce bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. böylece, kişiye özel bir plan oluşturularak en iyi sonuçlar elde edilebilir.
duphalac kullanımı ve önerileri
duphalac kullanımı, sağlığınız için önemli olan bir süreçtir. i̇şte duphalac'ı etkili bir şekilde kullanmanız ve en iyi sonuçları elde etmeniz için bazı önemli bilgiler:

doz ve kullanım:
duphalac'ı mutlaka doktorunuzun önerdiği şekilde ve belirlenen dozda kullanın. i̇lacın etkisinin hafif veya kuvvetli olduğunu düşünüyorsanız, derhal doktorunuza danışın.

zamanlama:
şurubu tercihen sabah kahvaltısıyla birlikte alın. tek doz kullanıyorsanız, ilacınızı günün aynı saatlerinde almaya özen gösterin.

kullanım şekli:
i̇lacı suyla seyrelterek ya da seyreltmeden kullanabilirsiniz. ağzınızda bekletmeden hemen yutun.

sıvı tüketimi:
duphalac kullanımı süresince günlük olarak bol miktarda sıvı tüketmeye özen gösterin (en az 1,5 – 2 litre). bu, ilacın etkisini artırabilir ve sağlıklı bir bağırsak fonksiyonu için önemlidir.
laktoz i̇ntoleransı:
duphalac, laktoz monohidrat içerir. eğer laktoz intoleransınız varsa, kullanmadan önce doktorunuza danışın.

duphalac kullanımı konusunda herhangi bir şüpheniz varsa veya özel durumlarınız söz konusuysa, lütfen doktorunuzla iletişime geçin. sağlığınızı en iyi şekilde korumak için doktorunuzun önerilerini dikkate alın.
duphalac, müshil görevi gören ve bağırsak hareketlerini arttıran sulu bir çözeltidir. etkin maddesi laktüloz, bağırsaktaki su ve dışkı hacmini artırarak dışkılamayı kolaylaştırır. bu ilaç, kabızlık tedavisinde, dışkı kıvamının yumuşak olması gereken durumlar, hemoroid gibi durumlar, karaciğer koması (portal sistemik ensefalopati) veya koma öncesi tedavi ve korunmada kullanılır. duphalac tedavisi sırasında, ilacın olumlu etkisini artırmak için bol su içmek ve lifli gıdalar tüketmek önemlidir. i̇shal, karın ağrısı gibi yan etkilerden kaçınmak için doktorun önerdiği dozda kullanılmalıdır. hafif yan etkiler arasında gaz, şişkinlik, bulantı ve kusma bulunabilir.
duphalac, müshil görevi gören ve bağırsak hareketlerini arttıran sulu bir çözeltidir. etkin maddesi laktüloz, bağırsaktaki su ve dışkı hacmini artırarak dışkılamayı kolaylaştırır. bu ilaç, kabızlık tedavisinde, dışkı kıvamının yumuşak olması gereken durumlar, hemoroid gibi durumlar, karaciğer koması (portal sistemik ensefalopati) veya koma öncesi tedavi ve korunmada kullanılır. duphalac tedavisi sırasında, ilacın olumlu etkisini artırmak için bol su içmek ve lifli gıdalar tüketmek önemlidir. i̇shal, karın ağrısı gibi yan etkilerden kaçınmak için doktorun önerdiği dozda kullanılmalıdır. hafif yan etkiler arasında gaz, şişkinlik, bulantı ve kusma bulunabilir.

duphalac nedir?

duphalac, müshil görevi gören ve bağırsak hareketini arttıran sulu bir çözeltidir. etkin maddesi laktüloz olan duphalac, ozmotik etkili laksatifler grubundadır. 1000 ml sulu çözeltide 667 gram laktüloz içerir ve eczanelerde sadece şurup formunda bulunur.

duphalac ne i̇şe yarar?

duphalac, aşağıdaki durumların tedavisinde kullanılır:

kabızlık (kalın barsakların çalışma ritmini normale döndürür)
dışkı kıvamının yumuşak olmasının gerektiği durumlar (hemoroid, kolon ya da anüs ameliyatları sonrası)
portal sistemik ensefalopati (pse) (karaciğerin düzgün çalışmadığı durumlarda ortaya çıkan bir beyin hastalığı)
duphalac tedavisi sırasında bol su içmek ve lifli gıdalar tüketmek, ilacın olumlu etkisini artıracaktır. i̇shal, karın ağrısı gibi yan etkilerden kaçınmak için doktorun önerdiği dozda kullanılmalıdır. gaz, şişkinlik, bulantı ve kusma gibi hafif yan etkiler görülebilir.
vitaminler, sağlıklı bir yaşam sürdürmek için vücudumuzun elzem olarak ihtiyaç duyduğu kaynaklardır. bunlar, sindirim ve büyüme fonksiyonlarını desteklemek ve vücudun sağlıklı işleyişini sürdürmek için gereklidir. özellikle a, c, d, e, k vitaminleri ile b vitaminleri gibi önemli vitamin türleri, vücudun ihtiyaç duyduğu temel besin maddelerindendir.
b1 vitaminleri, çeşitli gıdalardan alınabilir ve bazı özel durumlar için doktorlar tarafından takviye edilebilir. çünkü b1 vitamini, vücudun elzem bir vitamini olup eksikliği çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. bu vitamin açısından zengin gıdalar arasında ekmek, pirinç, bulgur, arpa, yulaf ve kahvaltılı tahıllar bulunur. bu tahıllar, günlük beslenmemizin önemli bir parçasıdır ve içerdikleri vitamin ve minerallerle sağlığımızı desteklerler.

tam tahıl ürünleri, rafine tahıllara göre daha fazla vitamin ve mineral içerir. bu nedenle türkiye beslenme rehberi'nde sağlıklı beslenme tabağında tam tahıl ürünlerine yer verilmiştir.
kuru baklagiller, özellikle mercimek, nohut, bezelye ve fasulye gibi bitkisel protein kaynaklarıdır. bu gıdalar hem protein açısından zengindir hem de içerdikleri demir, magnezyum ve b grubu vitaminler gibi mineraller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirebilirler. bu besinleri tahıllarla birlikte tüketmek, protein kalitesini artırabilir. kuru baklagillerin pişirme suları, b grubu vitaminlerinden faydalanmak için kullanılabilir.

kabuklu yemişler, badem, fındık, ceviz ve fıstık gibi yağlı tohumları içerir. bu grup, b vitamini kaynağı olarak önemlidir ve aynı zamanda mineraller ve sağlıklı yağlar içerir. i̇çerdikleri b1 vitamini, kalp, sinir sistemi ve kas fonksiyonlarının sağlıklı çalışmasına katkıda bulunur. bu yemişler, enerji açısından zengin olmaları ve besin değerleri nedeniyle sporcular ve zayıf bireyler için önerilir.
sebzeler, vücudun ihtiyaç duyduğu mineraller, vitaminler ve lif gibi besin maddelerini sağlar. özellikle patates ve kuşkonmaz gibi sebzeler, b vitamin grubundan tiamini içerir. b grubu vitaminlerinin cilt sağlığı ve sinir sistemi üzerinde olumlu etkileri bulunur ve bu nedenle sebzeler günlük beslenmede yer almalıdır.

karbonhidrat açısından zengin bir diyetle beslenenler, yaşlı bireyler ve alkol tüketenler gibi özel gruplar, günlük tiamin ihtiyacının artabileceği durumlarla karşı karşıya olabilirler. ayrıca, düzenli çay ve kahve tüketen kişilerde tiamin emilimi azalabilir.

süt, yumurta ve bazı kahvaltılı gevrekler b1 vitamini içerir. bu vitamin, karbonhidrat metabolizmasında önemli bir rol oynar ve vücutta depolanmadığı için günlük olarak alınmalıdır. süt ve süt ürünlerinin saklama ve hazırlama süreçlerinde besin kaybına dikkat edilmelidir.
kaynak: https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/77448/mod_resource/content/0/nutrasotkler-4.konu.pdf
hipertansiyon veya yaygın ismi ile halk arasında bilinen yüksek tansiyon, kalbin atarken oluşturduğu basınç (sistolik basınç - büyük tansiyon) ile kalp kasının gevşemesi sırasında arterlerde meydana gelen basıncın sayısal değerlerinin bir sonucu olarak tanımlanmaktadır. bu değer, her birey için değişiklik gösterebilir, ancak genellikle ideal tansiyon aralığı 90/60 mmhg ile 120/80 mmhg arasında kabul edilir.

yüksek tansiyon (hipertansiyon) belirtileri nelerdir?

yüksek tansiyon, vücuda zarar vermesine rağmen, 180/110 mmhg'nin altında olduğunda kendini göstermeyebilir. yüksek tansiyonun belirtileri aşağıda sıralanmıştır:

bulanık veya çift görme,
burun kanaması,
düzensiz kalp atışı ve göğüs ağrısı
bacakların şişmesi,
kulaklarda çınlama,
gece sık idrara çıkma ihtiyacı,
baş dönmesi ve baş ağrısı
kas ağrısına en etkili çözüm yolları
kas ağrısına doğal çözüm yolları

evde uygulayabileceğiniz yöntemler, genellikle küçük yaralanmalar, aşırı egzersiz veya stres kaynaklı kas ağrılarına karşı etkili olabilir. kas ağrısı için evde uygulayabileceğiniz doğal tedavi yöntemleri aşağıda sıralanmıştır:

dinlenme: kas ağrısının etkilediği bölgeyi dinlendirmek ve ağrıya yol açan fiziksel aktiviteyi durdurmak tedavinin temel adımıdır.

soğuk terapi: ağrıyı hafifletmek ve şişliği azaltmak için havluyla sarılmış bir buz torbası kullanabilirsiniz. bölgeye günde üç kez, her seans 15-20 dakika süreyle soğuk uygulamak faydalı olacaktır.

kompresyon (sargı): ağrılı bölgeye elastik bir bandaj uygulamak, hem şişliği önlemeye yardımcı olur hem de ağrılı bölgenin hareketlerini kısıtlayarak ağrının azalmasına katkı sağlar.

yüksekte tutma: ağrılı kol veya bacağınızı kalp seviyesinden yukarıda tutmak, şişliği ve ağrının azalmasına katkıda bulunabilir.
kas ağrısı tedavisi için evde bu yöntemleri deneyebilir ve rahatlama sağlayabilirsiniz. ancak şiddetli veya uzun süreli ağrılarınız varsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmekte fayda vardır.
kaslar vücudumuzdaki temel hareketi mümkün kılan kilit yapılardır. her bir hareketi gerçekleştirmek için özel kas grupları görev alır. kas ağrısı zaman zaman bu özel gruplarda ortaya çıkabilir veya bazen tüm vücutta hissedilebilir. bu ağrı genellikle sızlama veya yanma şeklinde olur ve başka bölgelere de yayılabilir.
kas ağrısının kaynakları nelerdir?

kas ağrıları, vücutta kasların zorlanmasından kaynaklanabileceği gibi, vücudun ağrı algılama mekanizmalarında bozukluklar gibi durumlar, örneğin fibromiyalji gibi, neden olabilir. ayrıca kas ağrılarına yol açan diğer hastalıklar şunlar olabilir: miyofasiyal ağrı sendromu, polimiyalji romatika, miyopatiler ve d vitamini gibi bazı vitaminlerin veya magnezyum gibi minerallerin eksiklikleri. bunun yanı sıra, demir eksikliği anemisi ve tiroid bozuklukları da kas ağrılarına neden olabilir.
(bkz:kas ağrısına ne iyi gelir)
sağlıklı bir yaşam sürdürmek, fiziksel ve zihinsel açıdan iyi olmanın yanı sıra mutlu ve üretken bir hayatın da anahtarıdır. sağlıklı yaşam için belirli prensiplere uyum göstermek gerekir. bu makalede, sağlıklı yaşamın temel prensiplerini ve önemini ele alacağız.
1. dengeli beslenme

dengeli beslenme, sağlıklı bir yaşamın temel taşlarından biridir. vücudun ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini almamızı sağlar ve enerji seviyelerini dengeler. dengeli bir beslenme planı, günlük olarak gereken karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler ve mineralleri içermelidir. ayrıca, sebze, meyve, tam tahıllar ve düşük yağlı protein kaynakları gibi sağlıklı gıdaları tercih etmek önemlidir.
2. düzenli egzersiz yapmak

yeterli ve düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı yaşam için önemli bir prensiptir. egzersiz, kasları güçlendirir, kalbin sağlığını korur, kemik yoğunluğunu artırır ve enerji seviyelerini yükseltir. haftada en az 150 dakika orta yoğunluklu aerobik egzersiz yapmak ve kuvvet antrenmanlarına zaman ayırmak, sağlıklı bir yaşam sürebilmek için önemlidir.
3. stresi yönetmek

stres, sağlığımızı olumsuz etkileyen bir faktördür. uzun süreli ve kronik stres, kalp hastalıkları, depresyon ve bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklara yol açabilir. stresi yönetmek için yoga, meditasyon, derin nefes alma veya hobilerle uğraşmak gibi teknikler kullanılabilir. stresli durumlarda sakinleşmek için etkili yöntemler bulmak, sağlıklı bir yaşamın önemli bir prensibidir.
4. uyku düzenine dikkat etmek

uyku, vücudun kendini onarması ve yenilemesi için önemlidir. yeterli uyku almak, hafızayı güçlendirir, bağışıklık sistemini destekler ve genel olarak sağlığı iyileştirir. yetişkinler için ideal uyku süresi 7-9 saat arasındadır. uyku düzenine dikkat etmek, enerjik ve sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır.
5. sigara i̇çmemek ve alkolden uzak durmak

sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, sağlığımız üzerinde ciddi zararlar verir. sigara, akciğer kanseri, kalp hastalıkları ve solunum problemlerinin başlıca nedenlerinden biridir. alkol ise karaciğer hasarı, bağışıklık sistemini zayıflatma ve bağımlılık gibi sorunlara yol açabilir. sağlıklı bir yaşam sürebilmek için sigara içmemek ve alkolden uzak durmak önemlidir.
iyot, vücut için hayati bir mineraldir ve tiroid hormonlarının üretiminde kritik bir rol oynar. i̇nsan vücudu, iyotu doğal olarak üretemez, bu nedenle iyotu besinler aracılığıyla almak zorundadır. bu önemli mineral, özellikle deniz ürünlerinde doğal olarak bulunur ve karides, deniz yosunu gibi deniz ürünlerinde yüksek miktarda bulunur. i̇yot eksikliği durumunda, iyot takviyeleri de önerilebilir.

i̇yot eksikliği belirtileri

kabızlık,
odaklanma sorunu,
kilo vermede farklı sorunlar,
saç dökülmesi,
kaslarda güçsüzlük


i̇yot eksikliği, tiroid bezinin büyümesi olarak bilinen guatrın ana belirtisi olarak ortaya çıkar. bu durum, tiroid hormonlarının yetersiz üretildiği ve tiroid bezinin büyüdüğü bir durumdur. i̇yot eksikliği vücutta başka belirtilere de yol açabilir. i̇şte iyot eksikliği belirtilerinden bazıları:

cilt problemleri: i̇yot eksikliği cilt sorunlarına neden olabilir ve cilt kuruluğu, tahriş ve döküntülere yol açabilir.

ağız ve boğaz sorunları: i̇yot eksikliği ağız ve boğazda rahatsızlıklara neden olabilir, bu da konuşma ve yutma zorluğuna yol açabilir.

zihinsel sorunlar: i̇yot eksikliği zihinsel sorunlara katkıda bulunabilir ve bilişsel işlevlerde azalmaya neden olabilir.

i̇yot eksikliği nedenleri

i̇yot eksikliği, yetersiz iyot alımı nedeniyle meydana gelir. bu genellikle iyot içeriği düşük olan topraklarda yetişen bitkileri tüketen kişilerde görülür. özellikle yüksek rakımlı veya denizden uzak bölgelerde yaşayan insanlar, deniz ürünleri veya süt ürünleri gibi iyot açısından zengin gıdalardan yeterince iyot alamayabilirler. ayrıca, bazı bölgelerde sofra tuzuna iyot eklenmemesi de iyot eksikliğine yol açabilir.

i̇yot eksikliğinin nedenleri şunlar olabilir:

beslenme: i̇yot içeriği düşük olan topraklardan gelen besinlerle beslenmek.

coğrafi konum: denizden uzak veya yüksek rakımlı bölgelerde yaşamak.

tuz: sofra tuzuna iyot eklenmemesi.

i̇yot eksikliği, sağlık sorunlarına yol açabileceği için, yetersiz iyot alımından kaçınmak için dengeli bir diyet ve gerektiğinde takviyeler önerilir. ayrıca, belirtiler gözlemlendiğinde bir sağlık uzmanına danışmak da önemlidir.
enfeksiyon kavramı, birçok kişi tarafından merak edilen bir konudur. vücudumuzun bağışıklık sistemi, çoğu enfeksiyon riskini önlemek için çaba sarf eder, ancak bazen hızla yayılan enfeksiyonlar bağışıklık sistemi tarafından aşılamayabilir ve sonuçta hastalıklar gelişebilir. enfeksiyonlar, genellikle virüsler ve mikroplar gibi hastalık potansiyeline sahip organizmaların vücuda girmesi sonucu ortaya çıkar.

enfeksiyonlar genellikle kas ağrısı, yüksek ateş, kusma ve mide bulantısı gibi yaygın belirtilere yol açabilirler. bu tür durumlarla karşılaştığınızda, enfeksiyonlar hafif seyirliyse dinlenme ve c vitamini takviyesi gibi basit önlemler yeterli olabilir. ancak enfeksiyonlar ilerlerse veya tekrarlarsa, türüne bağlı olarak ilaç tedavisi gerekebilir.
enfeksiyonlar genellikle dört ana türde gelir: paraziter, viral, mantar ve bakteriyel enfeksiyonlar. her türün tedavisi ve yönetimi farklıdır. bakteriyel enfeksiyonlar için genellikle antibiyotik tedavisi tercih edilirken, diğer türler için farklı ilaçlar ve tedavi yöntemleri kullanılabilir.

sonuç olarak, enfeksiyonlar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir konu olabilir. bu nedenle enfeksiyon belirtileri gözlemlendiğinde, doğru tanı ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.
tansiyon, vücuttaki kanın damar duvarlarına uyguladığı basınç seviyesini ifade eden bir tıbbi terimdir. hipertansiyon, kan basıncının normallerin üzerinde seyrettiği bir durumu tanımlar. halk arasında "yüksek tansiyon" ve diğer adıyla "hipertansiyon" olarak da adlandırılan bu sağlık sorunu, dünya genelinde yaygın olarak görülen ve 1,5 milyardan fazla insanı etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. yüksek tansiyon, kalp krizi, inme, kalp yetmezliği, atriyal fibrilasyon, aort yırtılması, periferik arter hastalığı gibi ölümcül sonuçlara yol açabilen sağlık sorunları ile doğrudan ilişkilendirilir. bu nedenle yüksek tansiyon, bu hastalıkların en yaygın ve düzeltilmesi mümkün olan risk faktörüdür. yüksek tansiyon, uzun yıllar boyunca belirti vermeden, asemptomatik bir şekilde ilerleyebilir, bu nedenle tanı koymak ve erken dönemde belirtileri tespit etmek, inme, kalp krizi, kalp yetmezliği gibi ciddi hastalıkların riskini en aza indirmek açısından büyük önem taşır.

yüksek tansiyonu nasıl tanımlarız?
yetişkinler için ideal tansiyon seviyeleri, yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite düzeyi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. ancak genelde, 18 yaşını geçmiş bir yetişkinde, farklı iki gün ve farklı zaman dilimlerinde yapılan ölçümler sonucunda büyük tansiyonun 140 mmhg ve üzeri, küçük tansiyonun 90 mmhg ve üzeri olması hipertansiyon olarak kabul edilir. yüksek tansiyon, kanın damar duvarlarına daha fazla basınç yapmasıyla meydana gelir ve bu durum kalp, beyin, böbrekler, gözler gibi önemli organların işleyişini olumsuz etkileyebilir. yüksek kan basıncı, kalbin iş yükünü artırarak kalp krizi gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. özellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerde görülen yüksek sistolik kan basıncı, koroner arter hastalığının riskini artırır ve her 20 birimlik artışla bu risk iki katına çıkabilir.

yüksek tansiyon belirtileri nelerdir
yüksek tansiyon, uzun yıllar boyunca belirti vermeden sessizce ilerleyebilir. ancak bu, yüksek tansiyonun zararlı olmadığı anlamına gelmez. aslında yüksek tansiyon, uzun süre yüksek basınca dayanmaya çalışan kalp, böbrekler, gözler ve beyin gibi organlarda zarara yol açabilir. bu nedenle her yetişkinin periyodik olarak kan basıncını kontrol ettirmesi önerilir. bununla birlikte, yüksek tansiyon belirtileri şunlar olabilir:
başın çevresinde zonklama hissi
baş ağrısı, özellikle alından ensel bölgeye yayılan
baş dönmesi
kulaklarda çınlama veya uğultu hissi
çarpıntı
burun kanaması
terleme, özellikle çarpıntı anında artış gösteren terleme
i̇drara sık çıkma
düşük tansiyon, tıbbi olarak hipotansiyon olarak bilinen durum, kan basıncının 90/60 mmhg değerinin altına düşmesiyle karakterize edilir.

hipotansiyon, çoğu kişide belirgin semptomlar ortaya çıkarmayabilir. ancak bazı kişilerde düşük tansiyon; baş dönmesi, yorgunluk, sersemlik, bulantı, bulanık görme ve hatta bayılma gibi belirtilere neden olabilir.

düşük tansiyonun ortaya çıkma nedenleri çeşitlilik gösterir ve genellikle aşağıdaki durumlara bağlanabilir:

- yemek yedikten sonra, uzun süre ayakta kaldıktan sonra veya uzun süreli yatak istirahati sonrasında tansiyon düşebilir.
ciddi sıvı veya kan kaybı durumları hipotansiyona yol açabilir.

- kalp yetmezliği, kalp krizi, kalp kapak hastalığı veya düşük kalp hızı gibi kalp sorunları, tansiyonun düşmesine sebep olabilir.

- endokrin hastalıklardan örneğin hipotiroidizm gibi durumlar düşük tansiyona katkıda bulunabilir.

- genetik, fiziksel ve duygusal stres, tansiyon düşüklüğüne etki edebilir.

- ciddi bakteriyel enfeksiyonlar sonrasında gelişen septik şok durumu düşük tansiyonun bir sebebi olabilir.
ciddi alerjik reaksiyonlar veya bazı ilaç tedavileri de düşük tansiyonu tetikleyebilir.

düşük tansiyonun belirtileri ve sebepleri bireyden bireye farklılık gösterebilir. bu nedenle, herhangi bir şüpheli semptom durumunda uzman bir sağlık uzmanı tarafından değerlendirme yapılması önerilir. sağlık durumunun tam teşhis edilmesi ve uygun tedavinin başlanması, bireylerin sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olabilir.
boğaz ağrısını hafifletmek için bol bol sıcak su içerek boğazınızı yumuşatmanız gerekiyor. sıcak su denildiği zaman kaynar su olmaması gerek. bitkisel çayların tüketilmesi boğaz ağrısına iyi gelir. öte yandan ilaç tedavisi de doktorlar tarafından öneriliyor.
Boğaz ağrısı, pek çok farklı sebepten kaynaklanabilir. Sık rastlanan nedenler arasında soğuk algınlığı, grip, mononükleoz, kızamık, su çiçeği, (bkz:koronavirüs)hastalığı ve strep A enfeksiyonu gibi(bkz:bakteriyel enfeksiyonlar)bulunurken, ayrıca alerjiler ve ağız kuruluğu da boğaz ağrısına yol açabilir.

boğaz ağrısı, boğazda hissedilen sıkışma, yanma, tutulma veya çekme hissi olarak tanımlanır. boğaz ağrısı genellikle, boğazdaki iltihaplı durumlar nedeniyle ortaya çıkar. bunlar arasında, nezle, grip, bademcik iltihapları, alerjiler ve sindirim sistemi hastalıkları sayılabilir. boğaz enfeksiyonu, laringit, faringit ve hatta kanser de boğaz ağrısına sebep olabilir. tedavi, boğazda bulunan hastalığa bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Boğaz Ağrısı Önleme Yolları

Boğaz ağrısını önlemek için en etkili yol, öncelikle mikroplardan kaçınmak ve hijyene dikkat etmektir. İşte boğaz ağrısını önlemek için alınabilecek bazı önlemler:

Elleri Sık Sık Yıkamak: Özellikle tuvalet kullanımı sonrası, yemek öncesinde, hapşırdıktan veya öksürdükten sonra elleri yıkamak büyük önem taşır.

Kişisel Temizlik Malzemeleri: Temizlik malzemeleri (havlu, sabun vb.) ve mutfak eşyaları (tabak, bardak) kişisel olmalıdır.

Öksürürken veya Hapşırırken Önlem Almak: Öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burun tek kullanımlık bir mendil ile kapatılmalıdır. Mendil yoksa dirseğin iç kısmı kullanılabilir.

El Dezenfektanları ve Kolonya: Sabun ve suya ulaşılamayan durumlarda el dezenfektanları veya kolonya kullanmak önemlidir.
Temizlik: Ortak kullanılan telefonlar, uzaktan kumandalar, bilgisayar klavyeleri gibi sık temas edilen yüzeyler uygun temizleyicilerle düzenli olarak temizlenmelidir.

Sosyal Mesafe: Hasta olan kişilerle (örneğin üst solunum yolu enfeksiyonlarına sahip olanlar) yakın temasta bulunmamak ve en az 1 metre sosyal mesafeye dikkat etmek önemlidir.
balık yağı sağlıklı bir diyetin en önemli parçaları arasında yer almaktadır. omega -3 yağ asitleri bakımından zengin olması ile bilinen balık yağı, insan vücudu için gerekli olan bir yağ asididir. doğru yoldan alınmaz, gıda yolu ile ya da hap ile alınır.
kalp sağlığını destekler: balık yağı, kalp sağlığını destekleyerek kalp krizi ve felç riskini azaltabilir.

bağışıklık sistemini güçlendirir: balık yağı, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek enfeksiyonlara karşı daha dirençli hale getirebilir.

depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunları azaltır: balık yağı, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunları azaltmaya yardımcı olabilir.

cilt sağlığını iyileştirir: balık yağı, cilt sağlığını iyileştirerek ciltteki kuruluğu azaltabilir.

beyin sağlığını destekler: balık yağı, beyin sağlığını destekleyerek beyin fonksiyonlarını iyileştirebilir.

balık yağı, düzenli olarak tüketildiğinde sağlık için faydalıdır, ancak aşırı tüketim önerilmez. ayrıca, balık yağı tüketirken, tüketilen balığın taze, temiz ve sağlıklı olduğuna dikkat etmek önemlidir.

balık yağı genellikle katı halde satılır ve reçine, parafin veya benzeri bir madde ile kaplanır. bu kaplama, balık yağının hava, ısı ve ışıktan korunmasını sağlar ve tüketim öncesinde kaplamanın çıkarılması gerekir. balık yağı, genellikle ılık suda eritilerek tüketilir veya yiyeceklerle birlikte tüketilir. balık yağı, somon, hamsi, ton balığı ve sardalye gibi balık türlerinden elde edilir ve en yaygın olarak kullanılan türler arasındadır.
zincomega halk dilinde en çok tercih edilenbalık yağıarasında yer almaktadır. birleştirilmiş zengin içerikleri, çinko minerali ve vitaminleri bir arada tutan bu balık yağı berko ilaç firması tarafından üretilmiştir.
(bkz:balık yağı faydaları) arasında en çok bilinen özelliklerden birisi ise çocukların gelişimini desteklemesidir.
kontrolsüz hücre bölünmesi sonucunda oluşan hastalığa kanser denir. kanser, latince "neoplazi" kelimesiyle ifade edilir ve bu kelimenin anlamı "yeni hücre oluşumu"dur. kontrolsüz olarak bölünen hücreler ise iki temel kategoriye ayrılırlar:
i̇yi huylu (benign) ve kötü huylu (malign) tümörler.

genellikle halk arasında "kanser" denildiğinde, kötü huylu tümörler kastedilir. ancak, neoplazinin ve buna bağlı olarak oluşan tümörlerin her zaman zararlı olmak zorunda olmadığını unutmamak gerekir. i̇yi huylu tümörler, çevre dokulara yayılmazlar.
(bkz:kalp kanseri) ise hücrelerin çok az bölünmesi sonucunda oluşur. kalp kanseri hakkında detayları sizlerle paylaşacağız.
nefes almayı zorlaştıran ve solunum yollarını tıkayan kronik hastalığa astım denir. astım hastalığına yakalanan bir insan nefes almakta fazlasıyla güçlük çeker, en ufak bir sigara dumanında bile zor nefes alır.
astım hastaları, bronşları normalden daha hassas hale gelir ve belirli tetikleyicilerin bronşları tahriş etmesi sonucu hırıltılı solunum, öksürük, göğüste sıkışma ve nefes darlığı gibi semptomlar yaşayabilirler.
ev tozu akarları, hayvan kürkleri, polen, sigara dumanı, soğuk hava ve göğüs enfeksiyonları astımın en yaygın tetikleyicileri arasındadır. astım atakları, hayatı tehdit edici olabilecek kadar şiddetli semptomlar gösterir ve hastanede tedavi gerektirebilir. birleşik krallık'ta beş milyondan fazla insan astım hastasıdır ve bunların bir milyonu çocuklardan oluşur. çocukların yaklaşık üçte ikisi yetişkin olduklarında astım hastalığından kurtulsa da, yetişkinlik döneminde yeniden ortaya çıkabilir.
astım semptomlarının şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterir ve tam bir tedavisi olmamakla birlikte, hastalığı başarılı bir şekilde yönetmek için çeşitli tedaviler mevcuttur.
astım belirtileri, soluksuz kalma, göğüste sıkışma, hırıltılı solunum ve öksürük (özellikle geceleri) gibi durumlardan oluşur. semptomların şiddeti ve süresi genellikle çok çeşitlidir ve tahmin edilemez. şiddetli astım atağı durumlarında semptomlar kısa sürede kötüleşir ve soluk almada ve konuşmada zorlanma, nabızda hızlanma, tırnaklarda morarma, göğüste ve boyunda sıkışma hissi ve burun deliklerinin genişlemesi gibi semptomlar ortaya çıkar.
şiddetli astım atağı durumlarında, derhal tıbbi yardım almak gerekir. genellikle şiddetli astım atağının ilk belirtileri yavaş seyreder ve ciddileşmesi 6 saatten 48 saate kadar sürebilir. astım tedavisinin bir parçası, semptomların başlamasının fark edilmesi ve bunların önlenmesidir.

astımın bilinen tek bir nedeni yoktur, ancak hastalığın etkisi altında kalmasına neden olan birden fazla faktör vardır. bunlar arasında genetik yatkınlık, beslenme ve çevre faktörleri bulunur
(bkz:astıma ne iyi gelir)

caillou balık , çocukların zihinsel gelişimini, göz gelişimini, metabolizmaya yardımcı olarak bilinmektedir.

caillou balık yağı nedir?

caillou balık yağı omega-3 20
sıvı olarak üretilen caillou balık yağı kutu içerisinde paketlenmiş ve patentli bir balık yağı takviyesidir. i̇çerisinde a, c, d3 ve e vitaminlerinin yanı sıra omega 3 asitleri bulunmaktadır.
d vitamini dişleri ve kemikleri korur.
gözlere iyi geldiği bilinmektedir.
çocuklarınıza vermeden önce mutlaka doktora danışın.
anjin, kalbinize yeterince kan gitmediğinde ortaya çıkan semptom grubudur ve bir hastalık değildir.
kan, kalbinize iki adet koroner arter yoluyla girer. bu arterler, kanın kalp kasınıza yeterince hızlı gitmesine engel olacak şekilde daralırsa, kalbiniz ağrı ile "şikayetini" belirtir. bu ağrıya anjin denir.
anjin, genellikle koroner kalp hastalığının bir belirtisidir ve her 50 kişiden birini etkiler. 50 yaş üzerinde daha sık görülse de, genç insanlarda da ortaya çıkabilir.
belirtiler

anjinin en sık görülen belirtisi, göğüs ağrısıdır. aynı zamanda, omuzlardan birinde veya her ikisinde, boğazınızda, çenenizde, boynunuzda, sırtınızda veya kollarınızda da ağrıya neden olabilir. anjin ağrısı genellikle birkaç dakika sürer.

anjin ağrısı genellikle fiziksel egzersiz sırasında hissedilir. stres, öfke veya heyecan gibi yoğun duygular, soğuk veya rüzgârlı hava koşulları veya fazla miktarda yemek yemiş olmak da ağrıyı tetikleyebilir.
anjinin diğer belirtileri arasında ise nefes darlığı, boğulma hissi, terleme, mide bulantısı ve bitkinlik yer alır.
her insanın hayatının bir dönüm noktasında yaşayabileceği rahatsızlıklardan biridir. endişe duymak oldukça doğal bir tepkidir. ancak yaygın anksiyete bozukluğu (gad) olan kişilerde, anksiyete duyguları sürekli hale gelir ve günlük hayatlarını etkileyebilir.
aksiyete , kişinin belli bir olaydan ziyade çok çeşitli durum ve konularla ilgili olarak kendisini anksiyöz (endişeli) hissettiği uzun süreli bir rahatsızlıktır.
ek olarak bu yazımızda aksiyete : gad olarak kısaltılmıştır. gad olan kişiler çoğunlukla endişe hissederler ve son rahat ve huzurlu oldukları zamanı hatırlamakta zorlanabilirler. hem psikolojik hem de fiziksel belirtilere neden olabilen gad, yaklaşık her 50 kişiden birini hayatının herhangi bir döneminde etkiler.

kadınlar, erkeklere göre biraz daha fazla etkilenir ve bozukluk özellikle 20'li yaşlarda daha yaygın olarak görülür. gad, günlük aktiviteleri yapmayı zorlaştırarak, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.

ancak, psikolojik ve fizyolojik belirtileri azaltmaya yardımcı olabilecek farklı tedavi yöntemleri vardır.

yaygın anksiyete bozukluğu: belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri

yaygın anksiyete bozukluğu, kişinin hayatındaki günlük olaylar ve aktiviteler hakkında sürekli ve aşırı endişe duyması ile karakterize edilen bir psikiyatrik bozukluktur. bu bozukluk, davranışlarınızda ve hayatla ilgili düşünce ve duygularınızda değişikliklere neden olabilir.
psikolojik belirtileri arasında huzursuzluk, dehşet hissi, kendini gergin ve sinirli hissetme ve konsantrasyon zorluğu sayılabilir. ayrıca çabuk sinirlenebilir, sabırsız hissedebilir ve dikkatiniz de kolayca dağılıyor olabilir.

anksiyete, sadece psikolojik olarak değil, aynı zamanda fiziksel olarak da etkiler yaratabilir. yaygın anksiyete bozukluğunun fiziksel belirtileri arasında baş dönmesi, yorgunluk, uyku bozuklukları, düzensiz kalp atışları (çarpıntı), kas ağrıları, ağız kuruluğu, aşırı terleme ve nefes darlığı yer alabilir. ayrıca mide ağrısı, ishal, baş ağrısı, aşırı susama, sık idrara çıkma, ağrılı veya düzensiz regl dönemleri gibi sorunlar da yaşanabilir.

birçok insan, belirli bir olay veya durumla ilgili endişe duyma gibi hafif anksiyete yaşar. ancak yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler için, endişe duydukları konu her zaman net değildir. anksiyetenizi tetikleyen şeyi bilmemek de endişe duygularınızı artırabilir.

yaygın anksiyete bozukluğunun nedeni tam olarak anlaşılamamıştır. bazı kişilerde bu rahatsızlık belli bir sebebi olmaksızın gelişirken, bazı kişilerde ciddi bir stresli olay veya durumun ardından yaygın anksiyete bozukluğu ortaya çıkabilir.
boğaz ağrısı nedir ve nasıl tedavi edilir?

boğaz ağrısı, boğazda yanma, arka kulaklarda veya boyunda ağrı hissetme duygusudur. bu durum genellikle viral bir enfeksiyon sonucu oluşur ve boğazda enflamasyon veya iltihaplanma ile birlikte gelir. boğaz ağrısına neden olan hastalıklarla ilgili endişelenmek yaygın bir durumdur. bazı durumlarda bu semptomlar strep sinir titremesi (tonsilitis) veya solunum yolu enfeksiyonuna işaret ederken, diğer durumlarda da nezle ya da grip benzeri semptomlarla ilişkilendirilir. boğaz ağrısı ayrıca psikolojik problemler, alerjiler veya çevresel faktörler nedeniyle de tetiklenebilir. buna rağmen, boğaz ağrısı tedavi edilebilecek basit bir rahatsızlıktır ve genellikle erken müdahale sayesinde tedavi edilebilir.

boğaz ağrısını hafifletmek için, bol sıcak su içmek, günde en az iki litre su tüketmek, tereyağı ya da bal gibi yağlı besinler tüketmek, aromatik bitkisel çayların tüketilmesi, baharatlı yemekler yememek, gargara ve boğuşma içeren özel çözeltiler kullanmak, kireçli su kullanmak gibi etkenlerden faydalanılabilir. ayrıca, vücut direncini artırmak için yeterli miktarda c vitamini alımı ve egzersiz yapmak da boğaz ağrısını hafifletebilir. aynı zamanda, boğaz ağrısı için özel ilaçlar da mevcuttur.

boğaz ağrısı, boğazda hissedilen sıkışma, yanma, tutulma veya çekme hissi olarak tanımlanır. boğaz ağrısı genellikle, boğazdaki iltihaplı durumlar nedeniyle ortaya çıkar. bunlar arasında, nezle, grip, bademcik iltihapları, alerjiler ve sindirim sistemi hastalıkları sayılabilir. ayrıca boğaz enfeksiyonu, laringit, faringit ve hatta kanser de boğaz ağrısına sebep olabilir. tedavi, boğazda bulunan hastalığa bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

boğaz ağrısına ne iyi gelir? öncelikle hapşırma ve sürekli şekerli bir miktar su içmek önerilir. bunun yanında, bolca vitamin ve mineral içeren günlük beslenme alışkanlıklarını korumak, boğaz ağrısının tedavisinde yardımcı olabilir. aynı zamanda, çay veya balla bitki iyi gelir.
boğazın gözle görülen kısmında bademciklerin oluşumu ile yutkunma esnasında yanma hissi veren korkunç bir ağrıdır. boğaz ağrısı genellikle yüksek ateşe sebebiyet verebilir. özellikle çocuklarda bu sorun sürekli tekrar edebilir. tıbbi çözümün olduğu bu ağrı çevrenizde görüldüyse ya da kendinizde varsa uzman doktordan yardım alın hemen.
bir tür cild rahatsızlığıdır. insanlarda görülen bu rahatsızlık bakteriyel sebepleri beraberinde getirir. uzun vadeli bir sorun haline geldiyse, ileride akne gibi sorunlara da yol açabilir.
zamanında teşhis edilip, tedavi olunmazsa aşağıdaki rahatsızlıklar zamanla görülebilir.

-şeker rahatsızlığı
-tiroid bozukluğu
-gluten intoleransı
-insülin direnci
-karaciğer ile ilgili hastalıklar
-süt ürünlerine karşı alerji
- hormonal bozukluklar
-enflamasyon
yukarıda yazılan maddeler bu rahatsızlığın neden olabileceği bazı rahatsızlıkları kapsar. geçici çözüm sağlanabilir.
akne tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem de (bkz:[b]retinoidlerdir[/b]). bunlar, cilt hücrelerinin yenilenme sürecini hızlandırarak gözenekleri açar ve akne oluşumunu engeller. ancak retinoidlerin yan etkileri de olabilir, bu nedenle mutlaka hekim kontrolünde kullanılmalıdır.

akne tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem de kimyasal peelingdir. bu yöntemde, cildin üst tabakası kimyasal ajanlarla soyulur ve cilt altındaki yağ ve kirlerin dışarı atılması sağlanır. kimyasal peeling de cildi tahriş edebileceğinden, yine bir hekim tarafından kontrol edilmeli ve önerilmelidir.